Kategori: EDEBİYAT

Dostoyevski, Karamazov Kardeşler: suçluyu yargılayan yargıç, kendisinin de karşısında duran kadar suçlu olduğunu, o adamın işlediği suçta belki herkesten çok sorumlu bulunduğunu bilmelidir.

Başkasına yargıçlık etmeye hakkın olmadığını asla unutma. Çünkü suçluyu yargılayan yargıç, kendisinin de karşısında duran kadar suçlu olduğunu, o adamın işlediği suçta belki herkesten çok […]

Okumaya devam et

Dostoyevski, Beyaz Geceler: Gökyüzünün aydınlığına, yıldızların parlaklığına bakıp bakıp da, “Böyle bir göğün altında insan nasıl olur da öfke duyar, hırçınlaşabilir?” diye düşünürsünüz. Ama bu düşünce gençler içindir

Yoksa o, bir anlık da olsa, senin gönlüneYakın olsun diye mi yaratıldı?İvan Turgenyev Sevgili okuyucum, o öylesine güzel bir geceydi ki, böylesini ancak gençliğimizde görebiliriz! […]

Okumaya devam et

Dostoyevski, Ölü Bir Evden Hatıralar: hiç tanımadığımız birinin gülüşü daha karşılaşmanızda hoşunuza giderse, karşınızdakinin iyi bir adam olduğundan tereddüt etmeyiniz.

Mahpuslar, Polonyalıları hiç sevmezlerdi. Polonyalılar (bahsettiğim yalnız siyasi suçlulardı) diğer mahpuslara tahkir edici bir kibarlık, nezaket gösteriyorlar, uzak duruyor, mahpuslara karşı duydukları nefreti bir türlü […]

Okumaya devam et

Deniz Gezmiş: Dostoyevski’nin kitaplarını bitirdim. Şimdi Balzac’tan okumaya başlayacağım. Çoğunu daha evvel okumuştum, ama yine rahatça, canım sıkılmadan okuyorum. Hele Dostoyevski! Yaşadığı toplumun kesitini vermiş romanlarında

Baba, Bildiğin gibi burada yaşamımız yeknesak devam ediyor. Mamak cephesinde yeni bir şey yok. Ben kitap okumaya devam ediyorum. Şu anda elimde yalnız edebiyata ait […]

Okumaya devam et

Dostoyevski, Yeraltından Notlar: Zamanımızın aydınları gibi duygusallığım hastalık derecesine ulaşmıştı. Bu aydınlar, bir sürünün koyunları gibi aynı, birbirinden miskin insanlardır.

Farklı olmaya kim dayanabilirdi ki! Zamanımızın aydınları gibi duygusallığım hastalık derecesine ulaşmıştı. Bu aydınlar, bir sürünün koyunları gibi aynı, birbirinden miskin insanlardır. Belki de işyerimizdekilerden […]

Okumaya devam et

ORHAN PAMUK: Dostoyevski’nin Cinler’i, insanoğlunun yazabildiği en sarsıcı yedi-sekiz romandan biri, hiç şüphesiz, gelmiş geçmiş en büyük siyasal romandır.

Cinler, insanoğlunun yazabildiği en sarsıcı yedi-sekiz romandan biri, hiç şüphesiz, gelmiş geçmiş en büyük siyasal romandır. İlk okuduğumda, yirmi yaşımdayken kitabın üzerimdeki etkisini, sarsılmak, hayret […]

Okumaya devam et

Henry Miller: Dostoyevski okumaya başladığım o ilk gece hayatımın en önemli olaylarından biridir, ilk aşkımdan bile daha önemli. O ilk büyük yudumdan sonra başımı kaldırdığım anda saatin gerçekten durup durmadığını bilmiyorum şimdi.

“Karakter düşsel gerçekliğinde ne kadar yücelirse gerçek yaşamında o kadar alçalır” Dostoyevski sanatçılığının derinliği ve modernitenin krizlerine dönük peygamberane esrimeleri hakkında çok şey yazılabilir ancak […]

Okumaya devam et

Dostoyevski, Karamazov Kardeşler: tüm acılar günün birinde dinecek, insanlığın içinde yaşadıkları tüm zıtlıkların gururu yaralayan gülünçlüğü basit bir serap gibi siliniverecek ve tüm ayrılıklar bu atom kadar küçük, güçsüz aklımızın çirkin bir uydurması olarak yok olacak.

Benim aklım yalnız bu dünyayı kavrayabilecek bir akıldır Artık bu konuda tüm çağdaş Rus gençlerinin ortaya attıkları düşünceleri eleştirecek değilim. Bütün bu düşünceler hep Avrupalılarının […]

Okumaya devam et

Maksim Gorki, Edebi Portreler: Dostoyevski bir dâhidir, ancak o bizim öfkeli dâhimizdir. Çirkin tarihiyle, zor ve kırıcı yaşantısıyla Rus insanında oluşturulmuş ve biçimlendirilmiş iki hastalığı şaşırtıcı bir derinlikle hissetmiş, anlamış ve tadını çıkara çıkara anlatmıştır.

Tartışılmaz ve kuşku götürmez bir gerçek: Dostoyevskiy bir dâhidir, ancak o bizim öfkeli dâhimizdir. Çirkin tarihiyle, zor ve kırıcı yaşantısıyla Rus insanında oluşturulmuş ve biçimlendirilmiş […]

Okumaya devam et